BELEDİYELERİN KABAHATLER KANUNU UYARINCA VERDİĞİ CEZALAR Ermumcu Avukatlık Bürosu İzmir Avukat
Birinci Bölümde açıkladığımız üzere, ceza hukukunda kural olarak her suç oluşturan netice ayrı ayrı cezalandırılır. Ancak “suçların içtimaı” olarak adlandırılan bazı durumlarda bu ilkeye istisna getirilmiş, birden çok suç oluşturan neticeye rağmen failin bunlardan sadece birisi yönünden cezalandırılması kabul edilmiştir. Maddesine göre, işlediği bir fiil ile birden farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. Fikri içtima durumunda, işlenen bir fiilin ortaya çıkardığı tek netice birden fazla ceza hükmünü ihlal etmekte, ancak bunlardan sadece en ağır cezayı gerektiren kanun hükmüne göre ceza verilmektedir. Örneğin, adam öldüren bir kişinin fiilinin aynı zamanda kasten yaralama suçunu da oluşturmasına rağmen sadece adam öldürme suçundan dolayı cezalandırılması gibi. Askeri Mahkemece feri ceza olarak rütbenin geri alınması cezası TSK’dan çıkarmayı gerektiren suçlardan mahkumiyet hallerinde[242] erbaşlar hakkında uygulanır. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, rütbenin geri alınması işlemi idarece re’sen uygulanır. Rütbenin geri alınması cezası, hükümlünün rütbesinin geri alınarak erliğe indirilmesi, askeri hizmetten doğan ve özel kanunda saklı tutulmayan bütün hakların kaybı sonuçlarını doğurur. Bilindiği gibi, 657 SK’nun “Çekilme” başlığını taşıyan 94. Maddesinde memurun görevden çekilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, izinsiz ve mazeretsiz olarak 10 gün süre ile görevini terk eden memur, yazılı müracaatı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunmuş sayılmaktadır.
Çünkü, hukuk sisteminde önemli bir yer tutan ve de son yıllarda topluca adli cezadan idari cezaya dönüştürme uygulaması yapılan, idari ceza hukuku ile ilgili genel bir usul yasası bulunmamakta idi. Yüzlerce kanunda münferit olarak düzenlenen idari cezalar, ya yasasında öngörülen parça-bölük usul hükümlerine göre ya da idarenin genel işleyiş düzenine göre sonuçlanmakta idi. İdari ceza hukukunun, genel ceza hukuku ile irtibatı, cezaya ilişkin genel hukuk kurallarının uygulanıp uygulanmayacağı gibi hususlar belirsiz idi. Kabahatler Kanunu birçok ceza hukuku müessesesini de uyarlayarak tüm idari cezalar için standart bir usul getirmiştir. Aynı eksiklik disiplin hukuku için de sözkonusu olup, benzer bir kanun disiplin usul hukuku için de gereklidir.
Bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz. Askeri adalet müfettişince düzenlenen evrak kendisine gönderilen askeri savcı, suç, Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkındaki Kanunda yazılı olsa bile, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemi yapar. Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkındaki Kanunun 2. Kısmında yer alan disiplin suç ve cezalarına ait hükümler askerî mahkemeler tarafından da uygulanır. Askeri adalet müfettişince yapılan soruşturma hazırlık soruşturması olarak kabul edilebilir. 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununda öngörülen uyarı ve kınama disiplin cezaları ancak Milli Savunma Bakanı tarafından verilebilir. “Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir.
- (b) bendi bakımından özgürlüğün sınırlandırılmasının haklı gösterilebilmesi için tutulmanın cezalandırma amacı gütmemesi gerekir.
- Böylece alacaklı taraf, borç tahsilatını yapabilir hâle gelir.
Maddeleri gereği itiraz yoluna başvurabileceklerini düzenlemiştir. Buna göre, itiraz yolunun bir koruma tedbiri mahiyetinde verilen erişimin engellenmesi kararlarının yerine getirilmesinden sonra da uygulanabileceğinin öngörüldüğü değerlendirilmiştir. Özetle, 5651 sayılı Kanun kapsamında İnternet ağı yoluyla yapılan yayınlarda korunan temel hak olan “kişilik hakkı” ile malvarlığı haklarından olan “marka hakkının” ihlali veya bu haklara yapılan saldırı fiillerinin de birbirinden ayırt edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Dolayısıyla, başvuran tüzel kişinin marka hakkına tecavüz fiili nedeniyle 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesi gereği erişimin engellenmesine karar verilemeyeceği değerlendirilmektedir. Arama motorlarında içerik silme/kaldırma; internetten web paribahis üzerinden yayınlanan haber, fotoğraf, video vb. Içeriklerin arama motorları taarfından yapılan indeks bilgilerinin kaldırılmasıdır. Arama motorları (google, yandex, bing vb.), indeksledikleri sayfaları kendi arama veritabanından kaldırdıklarında olumsuz içeriğin yer aldığı sayfalar yapılan aramalarda bulunamaz.
[64] Tasarı’nın “Gençlik ve Spor Kulüpleri” başlıklı 31. Maddesinde, gerçek ve tüzel kişiler, kamu kurum ve kuruluşları ile her seviyedeki eğitim kurumları tarafından bir veya birden fazla gençlik ve/veya spor dalında faaliyet göstermek üzere gençlik ve/veya spor kulübü kurulabileceği belirtilerek bunların yerel yönetimlere tescil ile tüzel kişilik kazanacakları hükme bağlanmıştır. “Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK)”; profesyonel futbol faaliyetinde bulunan kuruluş, futbolcu, hakem, antrenör, yönetici ve profesyonel futbolda görevli diğer kişilerle ilgili olay ve fiillere ilişkin disiplin işlerine bakmaktadır. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, aşağıda inceleyeceğimiz Tahkim Kurulu ve MHK gibi, görevlerinde ve verdikleri kararlarda bağımsızdır. Genel kurulda seçimi, yönetim kurulunun on dört üyesinin seçiminden önce yapılan TFF Başkanı’nın görev süresi dört yıldır ve aynı kişi üst üste ya da aralıklarla en fazla üç dönem TFF Başkanı olarak seçilebilir. Başkan adayı olabilmek için Genel Kurul delegelerinin beşte birinin yazılı teklifi gerekmektedir. GSGM teşkilatının yönetim kademelerinde görev alanlar, bu görevlerinden asgari bir ay önce ayrılmış olmadıkları sürece, TFF Başkanlığı için aday olamaz, olsalar bile seçilemezler.
TFF; “merkez”, “yurtiçi” ve “yurtdışı” teşkilatından oluşmaktadır. TFF’nin merkez teşkilatı; Genel Kurul, Başkanlık, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Tahkim Kurulu, Merkez Hakem Kurulu, yan kurullar ve idari birimlerden meydana gelmektedir. TFF Yönetim Kurulu tarafından gerekli görülen ülkelerde yeteri kadar personelden oluşan TFF yurtdışı temsilciliklerinin[84] açılması veya bunların kapatılması, Dışişleri Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle spordan sorumlu Devlet Bakanı’nın onayına tabidir. 13 Nisan 1923 tarihinde, bir başka deyişle henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın yapısı içinde “Futbol Heyeti Müttehidesi (Futbol Federasyonu)” oluşturulmuştur. Futbol Federasyonu, 21 Mayıs 1923’te FIFA üyeliğine[71] kabul edilmiş ve ardından Türk milli futbol takımını kurmuştur[72]. Çevreyi koruma ve iklim değişikliği ile mücadele için toplumu bilinçlendirmeli, çözümler konusunda bilgilendirici yayınlar yapmalı, bu konularda iktidarları uyarmalı ve denetlemeli, hükümetlerin, şirketlerin veya güç odaklarının yönlendirmeleriyle hareket etmemelidir. Gazeteci, hakkında haber ve yorum yazdığı ya da yazmayı tasarladığı taşınır ve taşınmaz kıymetlerin doğrudan veya dolaylı alım satımını yapmamalıdır. Gazetecinin bir basın – yayın organındaki işlevini ”Hak ve Sorumluluk Bildirgesi”ndeki hakları, sorumlulukları ve görevleri belirler. Gazeteci mesleki durumların dışındaki faaliyetlere zorlanmamalıdır.
Ayrıca fiil kamu düzeninin ihlal edici fiil olmayıp, vergi düzenini ihlal eden fiildir. Maddesinde “mülki görevleri sırasında disiplin cezasını gerektiren fiilleri” ibaresi kullanılmışsa da, bu fiillerin ne olduğu belirsizdir. AYİM Uygulamaları bakımından disiplin cezalarının şekil yönünden denetimini, savunma hakkı ve disiplin cezalarının tebliği alt başlıklarında incelenecektir. Hukuka aykırı işlemlerin kural olarak hizmet kusuru teşkil ettiğini dikkate alan AYİM, yokluğu tespit olunan bir işlemin tesisi ve/veya bunun icrası sebebiyle uğranılan zararların tam yargı davası yoluyla giderilebileceğini kabul etmektedir. AYİM’e göre, idare, iptali gerektiren işlemlerin uygulanmasından doğan zararlardan, hatta hukuka uygun işlemlerden dolayı, hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk kuramları çerçevesinde sorumlu tutulabiliyor ise, daha açık ve ağır hukuka aykırılık hallerinde de sorumlu olmalıdır. Anılan düzenlemelerden Anayasa’nın yasama organına Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran müeyyidelerin uygulanmasına ve bu müeyyidelerin yargı denetimi dışında bırakılmasına yönelik yasama tasarruflarında bulunabileceği yetkisini verdiği anlaşılmaktadır. AYİM bir kararında; uyarı yazının disiplin cezası olarak kabul edilebilmesi için içeriğinde, öncelikle amir tarafından disiplin tecavüzü oluşturduğu değerlendirilen eylemin işlendiği yer ve zamanın maddi olarak belirtilmiş olmasını, bunun yanı sıra cezalandırma iradesinin açıkça ifade edilmiş olmasını aramıştır[777]. AYİM, birden fazla disiplin cezasının iptali için tek dilekçeyle açılan davaların bazılarında bu hususu dilekçe reddi sebebi sayarken[756], son zamanlarda, tek dilekçe ile birden fazla disiplin cezasının iptalinin istenebileceği yönünde kararlar vermektedir[757]. Bu durumda temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır. Buna göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan sivil memurlar, ister ceza hukukuna, ister disiplin hukukuna ilişkin bir yaptırımı gerektirsin, amirlerine karşı her türlü itaatsizlikleri ve saygısızlıkları yönünden özel kanun teşkil eden 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ile 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanununa tâbidirler.
Ancak verilen disiplin cezasının ne kadar sürede infazının yapılması gerektiğine ilişkin zamanaşımı süresi düzenlenmemiştir[263]. 657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarından dolayı verilen disiplin cezalarının infazı aşamasında herhangi bir sınırlama öngörülmediğinden cezaların sicilden silinme süresi içinde infaz edilebileceğini söyleyen görüşler bulunmakla birlikte[264], bu durum disiplin amirleri tarafından bir tehdit aracı olarak kullanılmaya müsaittir. Disiplin cezalarının infaz edilememesi ya da edilmemesi durumlarında ne zaman zamanaşımına uğrayacağının yasal düzenleme yapılarak belirlemesi gerekmektedir. Kabahatler Kanunu’nun Kumar başlıklı 34.maddesine göre Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, kumardan elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. (2) Seferberlik ve savaş hâli müddetince işlenen ve disiplin kurullarının görevine giren disiplinsizliklere; hizmet yerini terk etmeme veya hizmetten men cezası yerine, aynı esaslarla ve bu Kanunda belirlenen sürelerle oda hapsi cezası verilir. (5) Hizmet yerini terk etmeme cezası; personelin mesai bitiminden sonra görev yaptığı yerden ayrılmayıp resmî daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetine devam etmesidir. Bu ceza disiplin amirleri tarafından ekli (1) sayılı çizelgeye göre; disiplin kurulları tarafından dört ila on güne kadar verilebilir. Ceza verilen personel için uygun bir yatma yeri tahsis edilir. Tatil günlerinde cezanın yerine getirilmesine ara verilir.
Maddenin II.fıkrasında özel sınırlama sebepleri sayılmıştır. Bunlardan askerî yükümlülük bakımından millî güvenlik, kamu düzeni, devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin açıklanmaması amaçlarıyla sınırlama hâlleri önem arz etmektedir. Buna paralel olarak İç Hizmet Yönetmeliği’nin 7.maddesinde astların üstlerini çekiştirip onur kırıcı sözler söyleyemeyeceği, hükmüne yer verilmiştir[630]. Mahkeme, kamusal niteliği ağır basan işlemlere ilişkin davaları ise, medeni hak ve yükümlülüklerden kaynaklanan davalar kapsamında görmemektedir. Buna göre, memurluğa girme, yükselme ve çıkarılma ile ilgili davaları 6. Madde kapsamı dışında tutulması, taraf devletlerin egemenlik haklarına saygı gösterilmesinden kaynaklanmaktadır[585]. Ancak, memura ilişkin işlem, doğrudan parasal bir hakka ilişkinse ve bu taraf devletin takdir yetkisi kullanmasını gerektiren bir konu değilse, 6. Mahkeme bu anlamda, bir memurun kanuna dayanarak elde ettiği emekli maaşı hakkını, medeni hak kapsamında değerlendirmiştir[586]. Aynı şekilde, bir memurun alması gerekenden daha az maaş aldığı[587] ya da maaşından kesinti yapıldığı[588] iddialarının da medeni hak talebine ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Askerliğin, temel hak ve hürriyetleri sınırlayabileceği bir durum da Anayasa’nın 137.maddesindeki kanunsuz emir hâlidir.